10 Nisan 2011 Pazar

kaybedenler kulübü

kaybedenler kulübü, yalnızlığın sonucu olan davranışları anlatmadı bana. davranışlarımızın sonunda kendimiz olmaya çalıştıkça yalnızlaştığımızı farkettiğimiz andaki umursamazlık evresiydi aslında. yeni bir hayat kurmak, kendini garantiye almak ve hep bir parçandan ödün vererek devam etmek yola. zincirlerinden kaybedeceğin başka bir şeyin kalmayacağa kadar sıkışmak bu duyguya ve gittikçe artan haneli sayılara. bir zaman sonra onlar olmak, kaybettiğin kimliğinle yüzleşmek ve kaybedecek bir şeyin kalmayınca kaybedenler kulübüne üye olmak. bir siktir yemek sonra kapıda, cesaretini baştan kaybetmeden bu kapıyı tıklatmadığın için...

25 Şubat 2011 Cuma

Serüven

bir insanın iki tercih hakkı vardır;
birini köpek gibi aşık olup duygularını yitirdiğinde kullanır,
diğerini de evlenip güzel bir yaşam hazırladığında kendine, yeniden yitirdiklerini kazandığı zaman.
bu sırada senin yapman gereken tercihler arasındaki tecrübeni hissettiklerine yansıtmak.
artık kendini kaybettirecek kadar hayattan koparan o aşkı kaçırsan da en azından huzurlu bir hayat sürmek için.

10 Şubat 2011 Perşembe

Kadınlar...


ÖNSÖZ:
Geçmişin güzelliği geçmiş olmasındandır. Gelgelelim, perdenin ne zaman kapandığını kadınlar hiç bilmezler. İlle bir altıncı perde isterler, oyunun çekiciliği kalmayınca sürdürmeye bakarlar. Onlara kalsa, her güldürü acıklı bir oyunla biter, her acıklı oyun da güldürü olur çıkar. Pek hoş yapmacık yaratıklardır ama, sanat anlayışı yoktur onlarda.

Küçük kız araya girdi:
Perdenin arkasında saklanan küçük kızı farketseydi erkek, sahne tozunu yutmaktan içindeki kelebekler ölmezdi. yeni yüzler aramasaydı erkek, yüzlerin, gözlerin rengi başka başka da olsa gözyaşlarının renginin aynı olduğunu anlardı. oyunun sonu ne olursa olsun kaçmazdı arka kapıdan küçük kız. geçmiş geçmişte kalsın kirletmeyelim çirkin şimdilerimizle diyerek kaçmazdı.

Erkek şaşkınlıkla konuşmaya başladı:
Önceden böyle güzel yazdığını bilseydi gözlerinde tomurcuk açan sevgilisinin erkek, ikinci el lafların büyüsüne kapılmazdı, pörsüyen yüreklerden duyduğu. Önceden sahne tozlarını yutkunmaktan konuşabilseydi küçük kız, belki acıların sakinleştirici etkisini yaşatırdı benliğine erkeğin. sahne kapandığında gerçek hayata dönmeseydi kız, hep oyunda kalsaydı belki erkek de onla birlikte sahneye çıkardı.

ikisi de son kez birbirlerine bakarak sustular. artık gözlerinden hiçbir şey görünmeyeceğini bile bile birbirlerinin acılarından nefret duyuyorlardı...

30 Ocak 2011 Pazar

varlıkta ve yoklukta

sen giderken savrulan mutluluktu arkandan. akşam sarhoş halde gelen nahoş seks mutluluğu, yerini güneşin rahatsız edici gerçekliğine bıraktıkça ayılmaya başlıyorduk. çoraplarını ayağına geçirirken yeni kimliğini giyiyordun sanki ayaklarına, dün geceyi örtsün diye. evden dışarıya adımımızı attığımızda tek konuşmamız "taksi mi metro mu?" döngüsüne bağlıydı. taksi olsun dediğimde son kez sarılmak istedim sana, şaşırmıştın. bir daha göremeyeceğimi bildiğim sevgiye son kez sarılmak istemiştim aslında, sen bunun farkından olmadan. takside dudaklarımız buluştuğunda kızdın, dikiz aynasından gözleyen yaşlı amcayı göstererek. yalnızlık sokağıma gelmiştim. kimse tarafından istenmediğimi anlamışken indiğimde, teyit olarak kuru bir görüşürüz dökülüyordu dudaklarından.

15 Ocak 2011 Cumartesi

can yücel çıkartması



inci sözlük sayesinde kolpa can yücel hayranlarının her geçen gün etrafımızı çevrelediğini öğrendik. biz de bu sayede güldük eğlendik. hayatında bir kere can yücel yapıtı satın almamış, orda burda gördüğü mısraları paylaşanlardan özür diliyoruz.

13 Ocak 2011 Perşembe

olmayan...

doyumsuzluk beraberinde getirdiği beklentileri her zaman boşa çıkarmaya meyilli bir sevgili gibi, kırıtmadan yürümüyor ilişkisi.